Bağımlılık
Herkese merhaba... Bugün sizlere bağımlılık üzerine bahsetmek istiyorum. Bağımlılık ne demek ve neden bağımlıyız?
"Bağımlılık, zevke neden olan madde veya davranışların artan miktarlarda tekrarlanmasıyla oluşan biyopsikososyal bir bozukluktur." diyor tanımda. Buna benzer pek çok tanım olmakla birlikte kendi bedenimizi tanıyamamak kendi varlığımızın, ihtiyaçlarımızın, dünyaya geliş amacımızın farkında olamamanın bizi bu duruma ittiğini düşünüyorum.
Bugün bireysel olarak ya da toplumsal olarak ya da ülke ekonomisi olarak bağımlılıklarımızın olduğu ve bunlarla başa çıkmanın fark etmekle olabileceği artık kaniksanmistir.
Bugün kendi farkindaliklarımı ve edindiğim bilgi birikimlerinin kombinini sizlerle paylaşmak istiyorum.
İnsan beden, zihin ve ruhtan oluşuyor. Ve her birinin ayrı ayrı ihtiyaçları ancak bu ihtiyaçlar karşılandığında tek bir amaca hizmet ettiği kesin. Sağlığın tanımında da belirtildiği gibi bireyin bedensel, zihinsel ve ruhsal olarak kendini iyi hissetmesi hali. Peki iyi hissettiğimizde ne oluyor? Ya da iyi hissetmediğimizde ne oluyor?
İyi hissettiğimizde bu dünyaya geliş amacımızı gerçeklestirebiliyor ve kendimizin en iyi halini ortaya cıkartabildiğimiz için beynimizin ihtiyaci olan ödül mekanizması devreye giriyor ve kendimizi iyi hissediyoruz. Kendimizle olan barışımız artıyor ve cennet dediğimiz hali hissediyoruz.
Peki ya iyi hissetmediğimizde, işte burası can alıcı nokta. İyi hissetmediğimizde iyi hissedebilmek ve yaşama tutabilmek adına bize o anlık iyi gelen madde, kişi, eşya ya da spor, sex, dans gibi geçici şeylere bağımlı oluyor ve faydadan çok zarar verse bile ona enerjimizi, vaktinizi ayırmaya devam ediyoruz. Hatta bu durum bazen başarı bağımliliği olarak ortaya çıkabiliyor ki işte orada ders, iş, temizlik gibi iyi olarak bilinen ancak dengesi bozularak asiriligi ile hayatımızı sekteye uğratan bir durum olarak ortaya çıkabiliyor.
Hal böyle olunca dünyaya geliş amacımızı sorgulamak kısmı da bize düşüyor diyebiliriz!
Bazılarına göre yeme, içme, gezme, sex yani zevklerden ibaret. Yukarıda bahsettiğimiz kendimizi gerçekleştirdiğimizde ortaya çıkmasina ihtiyaç duyduğumuz ama gerçekleştiremediğimizde o şeye bağımlı olarak ortaya çıkan sahte haz duygusu. Yani insanı olusturan zihin ve ruhun ihtiyaçlarını gözetemedigimizde tatmin yaşamaya calistigimiz tek yönlü bedensel ihtiyaçlara bağımlı olma hali.
Peki insanı oluşturan diğer faktörlerin ihtiyaçları? Bunları kim karşılayacak? Ya da bedensel/maddesel tarafimizin ihtiyaçların karşılanması için maddi gereklilikler nereden gelecek? İşte bu sorunun yanıtı da şimdi etrafımıza baktığımızda ya da kendimize baktığımızda apaçık ortada değil mi?
Burada iki seçeneğimiz var eğer yetiştirilmemizde bir takım değerlerimiz varsa çalmadan başkalarinin hakkına girmeden köleleşerek ya da başkalarının hakkını gasp ederek yaşayabilme hali. Çünkü muhtaçlık durumu söz konusu. Burada herşey mübah. Çünkü zihin doğası gereği kendimize bile oyun oynamaya oldukça müsait!
Bu bilgilerden sonra aklımıza peki ne yapalım sorusu geliyorsa öncelikle kendimizi takdir edebiliriz.
Şimdi buradan yola çıkarak sağlıklı olabilmek için insanı oluşturan diğer unsurların ihtiyaclarına bakabiliyor muyum?
Neydi insanı oluşturanlar beden, zihin ve ruh... O zaman zihnimin ve ruhumun ihtiyacı ne?
Ruhumun ihtiyacı huzur, sevgi, güven, saygı, dayanışma, şefkat, merhamet, adalet, eşitlik,... gibi pek çok şey sayabiliriz. Peki bunları nasıl karşılayabiliriz?
İşte tam olarak burada zihin devreye giriyor ki aklederek yaşama dökebilme hali ortaya çıkıyor. Zihnimizin ihtiyacı da BİLGİ!... DOĞRU BİLGİ!
Sevgili arkadaşlar zihnimiz eğer doğru bilgi ile donatılmaz ise bizlere bugüne kadar şeytan diye ögretilen o korkunç şeye dönüşebiliyor. Ve kendi cehennemimizi yaratıyor ve işte tam da burada farkında olmadan bağımlılıklarımızı yaratabiliyoruz.
Çünkü biz canlıyız. Yaşama sevincimiz olmadan yaşamayayız. Tıpkı çiçek gibi açabilmek için içimizdeki özü açığa çıkartmak isteyen bir mekanizma var. Eğer bunu gerçekleştiremezsek yaşamaya devam edebilmek için birine, birşeye yani disaridan olan birşeye ihtiyaç duyuyoruz bu da bağımlı olmamıza neden oluyor.
Tıpkı kendimizde, ülkemizde olanı görememe ve yazabilmek için diğerlerine bağımlı olma hali.
Halbuki her insan, her ülke, her canlı kendine ve diğerlerine fayda sağlayacak mevcut potansiyel ile dünyaya geliyor.
Birine ya da değil birbirimize muhtacız. Ben olmadan sen, sen olmadan ben, ben ve sen olmadan biz olamıyoruz malesef! O zaman birlikte olmuyor. Birbirimize zulm eden canavarlara, katillere dönüşüyoruz.
Bizi bu noktada yanlız bırakmayacağını, nasıl bunu sağlayacağımizi ve her dönemin insanlığına uygun rehberler göndereceğini belirten bizden büyük olan Yaratıcı bu konuda doğru bilgiyi de rehberler araciligi ile bize olan sevgisini bizden mahrum bırakmamıştır. Bu sevgiden kendimiz mahrum bırakan sadece kendimiz değil miyiz?
Ve Kutsal Yazilarda da belirtildiği gibi bu dünyaya geliş amacimiz ilk olarak Allah ı tanımak ve Onun bilgisi ışığında hareket etmek, ikinci amacımız ise Bir oldugumuzu fark edebilmek ve diğer canlılara, doğaya ve insanlara faydalı olabilmektir sözüne bağımlı olmalı ve bu bilgiyi idrak ederek yaşamayı seçebiliriz.
Başımıza gelen bu faleketlerde bilgi eksikliginin bizleri nelere maruz birakabildigini fark edebilmek, uyanabilmek ve ayağa kalkan ilmek ümidi ile..Gürcan Giray Güneş