BERAT KANDİLİ DUASI

Berat Kandili duası, bu özel gecede Allah'a yönelerek yapılan dualardan biridir. Berat Kandili, Müslümanlar için günahların affedildiği, rahmet ve mağfiretin bol olduğu bir gecedir. İşte Berat Kandili duasından bir kaç örnek sizler için hazirladık

BERAT KANDİLİ DUASI
BERAT KANDİLİ DUASI

Berat Kandilinde Okunacak Dualar

Berat, Arapça berâe/berâet (البرائة) kelimesinden dilimize geçmiş bir sözcüktür. “Berâet” kelimesi aklanma, bir yükümlülükten kurtulma anlamına gelmektedir. Müslümanlar, mübarek üç aylardan biri olan Şaban ayının 15. gününe Berat Gecesi, Berat Kandili ismi vermişlerdir. Şaban ayının 15. gününün Berat Kandili olmasının nedeni Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) Hadis-i Şeriflerde bildirdiğine göre bu gün yapılan duaların, tövbelerin ve nafile ibadetlerin kişinin bağışlanmasına, “berâet” etmesine vesile olacağını müjdelemesinden dolayıdır.

Müslümanlar, Berat Kandilinde Allah’a tövbe eder, şükreder ve hayır duasında bulunurlar. Bu gün, diğer kandillerde de olduğu gibi Osmanlı döneminde camilerde kandiller yakılarak kandil olarak ilan edilmiş; bu mübarek günlerin camide cemaatle birlikte idrak edilmesi amaçlanmıştır. Camilerimiz kandil akşamlarında dolar ve Müslümanlar bu geceyi Allah’a ibadetle geçirir. Peki, Berat Kandili nasıl değerlendirilmelidir? Berat Gecesi duası nedir? Bu gece edilen dualar kabul olur mu? Berat Gecesi ile alakalı Hadis-i Şerifler nelerdir? Makalemizde tüm bu soruları sizler için cevapladık.

Berat Kandilinde Nasıl Dua Edilir?

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki Berat Kandiline ait özel bir dua yahut namaz bulunmamaktadır. Dua, kişinin Rabbi ile direkt olarak iletişim kurduğu andır. Bu nedenle kişinin Rabb’ine karşı isteklerini, sıkıntılarını ve şükürlerini bildirmesi öznel bir durumdur. Müslümanlar ellerini Rablerine açar ve içlerinden geldiği şekilde Rabbi ile iletişime geçerler.

Tüm bunlarla birlikte alimler, mübarek günlerde okunması için dua tavsiyelerinde bulunmuşlardır. Bunlardan bazıları şöyledir:

“Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. Allah’ım, ey ihsân ve ikram sahibi olan ve kendisine ihsan edilemeyen, ey Celâl ve İkrâm Sahibi, ey lutfu ve ihsânı bol olan, Sen’den başka ilâh yok, sen kendisine ilticâ edenlerin yardımcısı, kendisine sığınanlara emân veren, korkanların kendisinde emniyete kavuştuğu yüce zât’sın. Allah’ım! Beni katında, Ümmü’l-Kitâb’da şakî/kötü veya mahrûm veya kovulmuş veya rızkı dar olarak yazdıysan, Allah’ım fazl u ihsânınla kötülüğümü, mahrûmiyetimi, kovulmamı ve rızkımın az olmasını sil, beni katında, Ümmü’l-Kitâb’da saîd/iyi, rızkı bol ve hayırlara muvaffak olan bir kulun olarak yaz. Şüphesiz Sen Rasûl’ünün lisânı üzere indirilen Kitâb’ında bir söz buyurdun ve Sen’in sözün haktır: «Allah dilediğini siler, (dilediğini de) sâbit bırakır. Ümmü’l-Kitâb (Ana Kitâb) O’nun yanındadır.»(er-Ra’d, 39) İlâhî! En büyük tecellin ile «Her hikmetli işe kendisinde hükmedilen»(ed-Duhân, 4) ve kesin karar verilen mübarek Şa’bân’ın yarısı gecesinde, bizden bildiğimiz, bilmediğimiz ve Sen’in bildiğin bütün belâları uzaklaştır. Şüphesiz Sen en yüce ve en keremlisin. Allah, Efendimiz Muhammed’e, âline ve ashâbına salât u selâm eylesin!” (Bkz. Ali el-Müttakî, no: 5090)

“Ey Allâh’ım! Sana başvurma yolunu bana cömertliğin gösterdi. Senin huzuruna beni iyiliğin ulaştırdı. Senin nezdine beni keremin yaklaştırdı. Sana gizli kalmayan sıkıntılarımı ancak Sana şikayet ediyor ve Senden, Sana zor gelmeyecek şeyler istiyorum. Zaten Senin, benim durumumu bilmen, istememe de hâcet bırakmıyor. Ey sıkıntılıların derdini açan Zat! İçinde bulunduğum sıkıntıları benden gider. Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten de ben, zalimlerden oldum.

“Ey Allah! Eğer beni bedbaht (sonu kötü) yazdıysan bahtiyar yaz, adımı kötülerin dosyasından sil ve beni takva sâhibi biri olarak kayda geçir. Sen bana enbiyanın ayetini (onlara imanın kazandıracağı nurları ve güzel alâmetleri) nasîb et. Bütün düşmanlarıma karşı bana yardım et, kıyamet günü beni peygamberler Aleyhimüsselam zümresinde haşret, kötülerin derekesin(e düşmek)den beni muhâfaza et. Şüphesiz duâları hakkıyla işiten ancak Sensin. Ey acıyanların en merhametlisi! Rahmetinle (duâmı kabûl et). Âmin!”

Berat Kandilinde Dualar Kabul Olur Mu?

Berat Kandilinde gönülden yapılan dualar şüphesiz kabul olur. Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir Hadis-i Şerifte şöyle buyurmuştur:

“Beş gece vardır ki, onlarda yapılan dualar kabul olur. Bunlar; Recep ayının ilk gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesi (Berat Gecesi), Cuma ve Bayram geceleridir” buyurmuştur. .” (İbn Mâce)

Peygamber Efendimiz Berat Gecesinde Nasıl Dua Ederdi?

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) Berat Gecesi’ne dair özel bir duasına kaynaklarda rastlanmamaktadır. Yukarıda zikredilen Hadis-i Şerifte görüldüğü üzere Peygamber Efendimiz, Berat Gecesi’nde gece ibadete (nafile namaz kılmak, Kur’an-ı Kerim okumak) kalkmayı, o gecenin gündüzünü oruçla geçirmeyi; Allah’tan mağfiret dileme, rızık isteme ve belalardan dolayı kurtuluş istemeyi tavsiye etmektedir.

Berat Kandili Hadisleri

Resulullah (s.a.v.) buyurdular:

"Şâban'ın 15. gecesi geldiğinde geceyi uyanık ibadetle, gündüzü de oruçlu olarak geçirin. O gece güneş battıktan sonra Allah rahmetiyle dünya semasına tecelli eder ve şöyle seslenir: 'İstiğfar eden yok mu, affedeyim ve bağışlayayım. Rızık isteyen yok mu, hemen rızık vereyim. Başına bir musibet gelen yok mu, hemen sağlık ve afiyet vereyim.' Böylece tan yerinin ağarmasına kadar bu şekilde devam eder." (İbni Mâce, İkame, 191)

Resulullah (s.a.v.) buyurdular:

"Muhakkak ki, Allah Azze ve Celle Şâban'ın on beşinci gecesinde rahmetiyle yetişip her şeyi kuşatır. Bütün mahlukatına mağfiret eder. Yalnızca müşrikler ve kalbleri düşmanlık hissiyle dolu olup insanlarla zıtlaşmaktan başka bir şey düşünmeyenler müstesna." (İbni Mâce, İkame, 191)

Resulullah (s.a.v.) buyurdular:

"Allah Teâlâ Şâban'ın on beşinci gecesi tecelli eder ve ana-babasına asi olanlarla Allah'a ortak koşanlar dışında kalan bütün kullarını bağışlar.” (İbni Mace, İkametü's-Salât, 191; Tirmizî, Savm, 38)

Hz. Âişe (r.a.) şöyle buyurmuştur:

"Bu gece (Şaban'ın on beşinci gecesi) Hz. Peygamber’i (odanın içinde) aramaya başlamıştım ki (O’nu) başını secdeden kaldırırken buldum. Buyurdu ki: “Ey Aişe, Allah ve Rasulü’nün seni korkutmasından mı korktun? Hz. Aişe validemiz “Diğer hanımlarından birinin yanına gittiğini zannettim” dedi. Peygamberimiz buyurdu ki: “Allah Teâlâ Şaba’nın 15. gecesinde (bu gecede) dünya semasına iner, Ben-i Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca insanları bağışlar.” (İbn Mace, İkametü’s-Salat, 191, (I, 444), H.No.1389)