Madem ki deprem adam öldürmez
Madem ki deprem adam öldürmez bina depermiş adamı... Evet bu sözler yıllar önce Erzincan da yaşanan deprem için yazılmış bir şarkının girişi. Duyguların sanata dökülmüş hali
O zamanlar liseye gidiyordum ve çok sevdiğim üniversiteli abiler ve ablalarla vakit geçirmeyi çok seviyordum. Ve bu grup 1993 lü yıllarda anlamlı sohbetler ediyor ve boş muhabbetler den kaçınan duyarlı insanlardı. İyi, doğru, insanlığa dair uyanışları ve farkındalıkları ile topluma aykırı görünüyorlardı. Hatta bir tanesinin adı Rahşan olduğu için inkılâp dersi hocası dersi geçmesine engel olmuş ve mühendis olması için iki yıl okulu uzamıştı.
Bizim evde siyaset konuşulmadığı için ve yaşımın küçük olması sebebi ile idrak etmekte güçlük çekiyordum. Rahşan isminin hangi siyasi tarafta olduğunu bile bilmiyor ve söylenilenleri dikkatle dinleyip anlamaya çalışıyordum. Ve o ablanın okulu geçmesi hoca ile yaşadığı farklı bir mücadele ile gerçekleşmişti. Çok üzülmüş ve hayretler içerisinde kalmıştım.
Bölücülüğe sebebiyet veren hiçbir durum siyaset, spor taraftarlığı, mezhepler, ve hatta biraz daha derinden bakabilirsek kendi iç dünyamızdaki bölünmeler...
Dün dinlediğim bir profesörün açıklamasında doğa yanlışı kabul etmez diyordu. Yıkım olan yerler tarım arazisidir ve yerleşim yerleri yamaçlar olmalıdır. Bu alanlar üretim alanları olarak kullanılmalıdır. Bunu söyleyen kişi jeofizik alanında bilimsel araştırmaları olan bilim adamı idi.
Tüm bunlara baktığımda depremlerin içimizde ve dışımızda olduğunu ancak uyanmadigimiz takdirde bu acıların hem içerde hem dışarda devam edeceğini düşünüyorum.
Hz Bahaullah ın yazılarında geçen ilim ve bilim bir kuşun iki kanadıdır sözünü anımsıyorum. Bilim olmadan ilim, ilim olmadan da bilim olamaz diyor.
Ne zaman uyanıp Allah ın bizler için söylediklerini işiteceğiz ki barış ve huzur olsun hem içimizde hem dışımızda birlik sağlanabilsin.
Ümit ediyorum ki gerçek savaş dışarda değil içerde olsun ki dışarı yansısın. Kötü düşüncelerimize, bitmek bilmeyen aç gözlü istek ve arzularımızla, hep ben diyen tarafımızla olsun. İrade dediğimiz şey gün yüzüne çıksın.
Ben düşünüyorum ki yakın zamanda hem Bahai İnanci hem de Müslüman İnancindaki oruç kavramı derinde aslında irade tarafımızla ilgili. Kendini durdurabilme sanatı. İyiye ve güzele idrakle yönelebilme hali. Aç kalmak değil daha iyi olan için daha aşağıdakinden vazgeçebilme hali. Vücudumuzu ve zihnimizi kirli besinlerden arıtarak Üçüncü gözümüzü açıp idrakle doğruya geçebilme hali.
Ruhlarımızın karanlıktan kurtularak aydınlığa feraha ermesi için uyanabilmek ve doğru bilgi ve bilinç ile eyleme geçebilmek ümidi ile...