İnsan beden, ruh(kalp) ve zihinden oluşuyor
Herkese merhaba... Narsistlerin ya da diğer kişilik bozukluğuna maruz kalanların yaşadıkları sıkıntıları dinleme ve gözlemleme fırsatım oldu.
Burada fark ediyorum ki bu kişilik bozukluğuna sahip olanlar bilinçaltında kendisindeki değeri hissedememiş, ailesinden ya da bir zamanlar yaşadığı bir olay sebebi ile kendisinin değerinin farkında olamayan ve kendisini yetersiz bulan, kendisine güven duyamayan ve korkularına yenik düşerek bu hayatı bu şekilde yaşamayı kabul edenler. Ancak yaratılmış hiç bir ruh bunu hak etmediği için herkesin içinde bir yarası var ve ruh bu duruma son vermek istiyor. Kendi ruhunun sesini duymak istemeyenler bu durumu bastırmak için antidepresanlar, alkol, uyuşturucu, aşırı yemek, aşırı temizlik yapmak, işkoliklik, spor, vücut gelistirme, alışveriş gibi farklı alanlarla gerçeği görmekten imtina ediyor ve kendisini uyuşturuyor.
İnsan beden, ruh(kalp) ve zihinden oluşuyor. Zihnin zekası olduğu kadar kalp ve bedenimizin de zekası var. Çeşitli hastalıklarla, ağrılarla, istek ve arzularla bizi yanlış olana karşı uyarsa da bunu duymak istemeyen bizler farklı alanlara kaçış yapabiliyoruz. Kendimize veremediğimiz sevgiyi karşımızdakinden almak için hak etmedigi şekilde verici davranıyor ve kendimizi yok sayıyoruz. Alma ve verme dengesi olmayan hiçbir ilişkinin sağlıklı yürümesi mümkün olmadığı içinde alan tarafta veren tarafta öfke duymaya başlıyor.
Burada alma ve verme dengesi denildiğinde kafalar karışabiliyor.
Yaradılışımız gereği farklı beden ve hormonal dengelerle yaratildigimiz için kadın ve erkek haklar olarak eşit ancak sorumluluklar olarak farklı yaratıldığı bildiriliyor. Yaratıcı tıpkı bilgisayarın kullanma talimatı gibi yarattıklarının nasıl çalıştığını anlatan kitaplar ve bunu uygulayan örnek insanlar göndermiş ve bizlerinde bunu uygulamasının kendimiz için gerekli oldugunu anlatmaya çalışmıştır. Ve en önemlisi de kendisinin farkında olan her insanı başı boş bırakmamış ve hayatının devamı için yollar açmıştır.
Tüm dinlerde anlatılan bu durum farklı yorumlarla insanlarla aktarıldığı için pek çoğumuzun kafası karışmış ve şu an içinde bulunduğumuz kaos giderek daha da çıkmaza girmeye devam etmektedir.
İslami kaynaklarda akli dengesi yerinde olmayanlarla evlenmemek tavsiye edilmiştir. Burada kasdedilen aslında tam olarak insan olma konusunda yeterli donanıma sahip olamayan, gelişime kapalı, çevresine zarar veren insanlardır. Bahai İnancında ise merhametin tüm canlılara gösterilmesi gerektiği, ancak yanlış davranışa gösterilen merhametin o insanı daha da çok hasta edeceği belirtilmiştir.
Burada kendimize şu soruları sormamızın uyanmamızda işe yarayacağını düşünüyorum.
Ben ne için yaratildim? Ben kendime ne kadar değer veriyorum? Ben kendime ne kadar saygı duyuyorum? Ben kendi ihtiyaçlarımin ne kadar farkındayım ve ihtiyaçlarını ne kadar önemsiyor ve yerine getiriyorum? Benim sorumluluklarım ve haklarım neler? Bunları biliyor ve uyguluyor muyum?
En çok ihtiyacımız olan şeyin sevgi, saygı ve güven olduğunu hepimiz biliyoruz aslında.
Peki ben kendimi ne kadar seviyor, saygı duyuyor ve kendime güveniyorum?
Fark edebilmek, Hakikatle bulusabilmek ve sağlıklı sınırlarla hastaların da uyanmasına iyileşmesine katkıda bulunabilmek umudu ile..Gürcan Güneş