Bizim derdimiz gözün görmemesi değil
Bizim derdimiz gözün görmemesi değil, gönlün görmemesidir. Bin kere sırtımızda taşıdığımızı, bir gün taşımasak, bizden kötüsü yok.
Elimizi verdiğimiz, "Neden kolunu da vermedin." diye küser.
Kolumuzu veririz. Bu kez de "Kolunun üstünde kılın var." olur.
Yakınına gideriz, yüz vermez.
Uzak dururuz, dibimizden ayrılmaz.
"Başımızın üstünde yerin var." deriz.
Ahan da bizim Erzurum 'lu gibi " başın bata "der.
Suçlu biz oluruz.
Bizim derdimiz gözün görmemesi değil, gönlün görmemesidir.
Kendi yaptığını yüz kere söyler.
Bizim yaptığımızı hatırlamaz bile.
Kahve verir, kırk yıl hatırı vardır.
Çay yaparız."kesin sallamadır."
Sıkıntımız olur.
Çağırırıız, gelmez.
Çağırmayız, gönül koyar.
Tıpkı Elazığ'da söylenen söz gibi
"Biz düğünlere çağırsalar, gitmiyik. Çağırmasalar küsüyik."
Bizim derdimiz gözün görmemesi değil, gönlün görmemesidir.