damar ve ağır söz

damar ve ağır söz sözler, güzel söz, alıntı sözler hakkında daha fazla fikir görün Ağır Damar Sözler - Resimli Ağır Damar Sözler “Ben mi çok ince düşünüyorum yoksa insanlar mı çok düşüncesiz bazen anlamıyorum.”

damar ve ağır söz
damar ve ağır söz

Damar ve ağır sözler, genellikle duygusal bir yükü ifade etmek için kullanılır ve sıklıkla içinde hüzün, kızgınlık veya hayal kırıklığı gibi duygular barındırır. Ancak bu tür ifadelerin kullanımı, karşı tarafı incitebileceği için dikkatlice yapılmalıdır. İşte bir örnek:

"Belki de kalbimizi korumak için duvarlar ördük, ama bu duvarlar sadece bizi değil, etrafımızdaki herkesi de uzaklaştırdı. Şimdi geriye dönüp baktığımda, belki de hiç kimse gerçek beni tanıyamadı. Her birimiz, içsel çatışmalarımızın esiri olup, kelimelerin ağırlığına dayanmaya çalışırken, ne kadar yalnız olduğumuzu anlayamadık bile. İnsanlar birbirine ağır yükler yükleyebilir, ama belki de en zor olan, bu yükleri taşımaya devam etmektir."

Bu tür ifadeler, genellikle kişisel duyguların yoğunluğunu ifade etmek için kullanılır. Ancak insanlar arasındaki ilişkilerde olumlu bir iletişim kurabilmek, duyguları anlatabilmek ve anlayabilmek önemlidir. Dengeyi korumak ve saygılı bir dil kullanmak her zaman daha sağlıklı bir iletişimi beraberinde getirir.

Pişman değilim yaşadıklarımdan, öfkem belki de yaşayamadıklarımdan...

 Değer verdiğin insan senin değerini bilmiyorsa bırak kendi değeriyle kalsın.

 Unuttuğum kimse yok. Silinip giden değerler var sadece! Önemsiz gördüğüm kimse yok! Önemini yitirenler var sadece.

 Zaman seni bana verecekse mesafelere razıyım...

 Ve birgün herkes anlar, sevdiğinin kıymetini... Ama gidince, ama bitince , ama ölünce... Kısaca; iş işten geçince...

 Çizemem ama acının heykelini bile dikerim..

 Bazen ne kadar uzağa gidersen git, yüreğin hep bıraktığın yerdedir.

 Gerçek şu ki hayallerimizde ki insanların hayallerinde ki insanlar değiliz..

 Gece uyuyamayan insanların gündüze sığmayan acıları vardır.

 Ölmek için korkmayız. Ama yaşamak içinde kimseye yalvarmayız...

Artık böyle oldum ben, biraz güvensiz, biraz hissiz, biraz kimsesiz,ama çokca sessiz, tepkisiz ve çok şeye karşı isteksiz.

 Kaderim gülseydi bir kere, gerek duyarmıydım böyle damar sözlere...

 Hiçbir mevsimin suçu yok bu aşkta. Tek suçlu sevgiyi intihara sürükleyen bizleriz...

Aşk; keIime değiI bir tümcedir. Kurmak içinse, özneyIe yükIem değiI, iki yürek gerekir.

Nankör insan her şeyin ücretini biIen hiçbir şeyin değerini biImeyen kimsedir.

Dalında son bir yaprak olmaktır yaşamak ve asi rüzgâra direnmektir. Fırtına koparken bile ağız dolusu gülebilmektir her şeye inat.

“Kör sağır ve dilsiz çölde gidiyorlar sağır ölüyor dilsiz köre sağırın öldüğüne nasıl anlatır”? Seni sevmek de öyle işte.

Ne yormak istedim seni. Ne de yormak kendimi. Çok çalıştım gitmeye de kalmaya da. İkisi de aynı acı, ikisi de rezil. Daha öncede gitmiştim ama böyle kalarak değil böyle kalarak değil.

Kaybedecek neyim kalmış ceylan gözlüm bu dünyada? Ya sen ya hiç bundan sonra!

Kaçınız, çırılçıplak bedenler karşısında yalnızca gözlere baktınız. Sorsalar, güya hepiniz aşıktınız.

Dünyanın ne kadar küçük olduğunu , “Seni dünyalar kadar seviyorum” deyip de gidenlerden öğrendim.

Kalemimin kurşunu bitmiş, öldüremiyorum seni.

Ey gönüm bilmez misin gözler sebepsiz yaşarmaz, dudaklar sebepsiz kurumaz, gönülde bir dert olmadıkça kimsenin yüzü sararıp solmaz.

Cenaze arabalarını süslemek gibidir yokluğunu yazmak, ne kadar güzel olsa da ölüm taşır..

İnsanlar vardır sevginin en yücesine layıktır! İnsanlar vardır sevginin en yücesini versen de aşağılıktır.

Damarlarımdaki kan artık durdu. Hani çekip gittin ya işte bana o koydu.

Sen beni okeyde ki ortağın mı zannettin sevgili? Bit dediğinde biteyim, dön dediğinde döneyim!

Gidebilmek cesaret işidir. Gideceğin o yerin neresi olduğunun önemi yoktur. Sevdiğin kişiler ile arana mesafe girdiği zaman varacağın o yerin anlamı olmaz artık. Vedalaşabilmekte de zordur. Oturmuşsundur geminin kıç tarafına, sevdiklerine bakarsın oradan, gemi gittikçe onlar ufalırlar, sonra gözden kaybolular. İşte anca o zaman anlayabilirsin, vedalaşmanın kalana değil de giden kişiye koyduğunu.