Keyifli akşamlar hayalperestler

Bir hayalin peşinden gideceksen kendine önce bunları sor Hedeflerin için ne kadar fedakarlık yapabilirsin? Bir savaşta ne kadar ileri gidebilirsin? Baskı altında ne kadar sakin kalabilirsin? Aklını kullanmakta ne kadar ustasın? Keyifli akşamlar hayalperestler

Keyifli akşamlar hayalperestler
Keyifli akşamlar hayalperestler

Keyifli Akşamlar Hayalperestler

Akşam, günün en sessiz ama en derin vaktidir. Güneş yavaşça çekilirken gökyüzü, insanın iç dünyasına benzer renklere bürünür. İşte tam bu saatlerde hayalperestler uyanır. Gün boyu susan düşünceler, akşamın dinginliğinde kelimelere, hayallere ve umutlara dönüşür.

Hayalperest olmak, gerçeklerden kaçmak değildir; aksine, hayatın sert yüzüne rağmen umudu diri tutabilmektir. Herkesin sustuğu yerde içinden konuşabilmek, herkes vazgeçerken hâlâ bir ihtimali sevebilmektir. Akşamlar, bu yüzden hayalperestlerin en sadık dostudur. Kalabalıklar çekilir, gürültü azalır ve insan kendisiyle baş başa kalır.

Bir fincan çayın buharında geleceği düşleyenler, bir şarkının arasına geçmişi sığdıranlar, pencereden bakıp yıldızlara dert anlatanlar… Hepsi hayalperesttir. Onlar, hayatın kırdığı yerlerden ışık sızdırmayı bilen insanlardır. Belki çok kez hayal kırıklığı yaşamışlardır ama yine de hayal kurmaktan vazgeçmezler.

Akşam, yarım kalan cümlelerin tamamlandığı zamandır. Gün içinde söylenemeyenler, gecenin eşiğinde anlam bulur. Hayalperestler bilir ki; her karanlık, içinde yeni bir başlangıç taşır. Umut, en çok ışıklar azalırken parlar.

Bu yüzden keyifli akşamlar hayalperestler…

Düşlerinizi kimse küçümsemesin. Çünkü dünyayı değiştiren her şey, önce bir insanın akşam vakti kurduğu sessiz bir hayalle başladı.