Kadın erkek eşitliği mi - Sorumlulukların adil dağıtımı mı

Yakın zamanda havalimanına gitmek üzere metroya bindim. Metro güzergâhı hem havalimanına hem de yerleşim alanlarına gidiyordu. Elinde valizleri olanlar ve olmayanlar, kadınlar, erkekler, yaşlılar vardı.

Kadın erkek eşitliği mi - Sorumlulukların adil dağıtımı mı

Kadın erkek eşitliği mi? Sorumlulukların adil dağıtımı mı?

Yakın zamanda havalimanına gitmek üzere metroya bindim. Metro güzergâhı hem havalimanına hem de yerleşim alanlarına gidiyordu. Elinde valizleri olanlar ve olmayanlar, kadınlar, erkekler, yaşlılar vardı.

Kapılar açıldı ve bindik. Vagon genç erkeklerle doluydu (20-35 yaş arası). Hemen oturdular. Ayakta kalan 3 kadın ve birkaç erkek vardı. Yan vagon ise farklıydı: oturan genç kadın ve erkekler, ama ayakta yaşlı bir teyze…

Yanımda duran bir beye bu durumun ona ne düşündürdüğünü sordum. “Kadın erkek eşitliği” dedi.
“Kadın erkek eşitliği ne demek?” diye sordum. Düşündü ve “Haklar olarak eşitiz” dedi.
“Haklısınız” dedim, “ama pazularımıza bakarsak sorumluluk olarak pek eşit sayılmayız öyle değil mi?”
Valizimi kısa süreliğine ona emanet edip diğer vagona geçtim. Orada oturan bir gence, “Yaşlı teyze ayakta, yerinizi vermek ister misiniz?” diye sordum. “Hayır” dedi.
Ama karşısında oturan, elinde iki valiz ve bilgisayarı olan bir beyefendi yüzü kızararak “Ben verebilirim, özür dilerim teyzeyi hiç fark etmedim” dedi. Onun bu davranışı içimi rahatlattı. Teyzenin elinden tutup oturmasına yardımcı olduk.

Kendi vagonuma döndüğümde, pazularımı esprili şekilde göstererek gençlerle göz göze geldim. Bir müddet sonra içlerinden biri bana yer verdi. Biraz sohbet ettik; erkeklere verilen gücün sebebi üzerine konuştuk. Fotoğraflarını çekip paylaşmak için izin istedim.

Her ne kadar ataerkil sistem, kadının değerini ve önemini kötüye kullanarak, kutsal kitapları da bahane ederek onu ikincilleştirse de; gerçek manasının bu olmadığını sorgulayan ve yaradılışın gücünü fark eden ve sahip çıkan kadın ve erkeklere sonsuz teşekkürler.

Toprak Ana ve Allah Baba diye öğrendiğimiz çocukluk bilgilerini hatırlayalım: İkisinin önemini birlikte fark etmediğimizde ikisinin birleşiminden ortaya çıkan ve yaşamdan keyif alabilen neşeli çocukları (kendi yaşamımızı)tıpkı yanan ormanlar gibi yok ediyoruz sanki.
Oysa dengelenerek ve hizalanarak yaşamlarımızı güzelleştirebiliriz.

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?