Kendine Değer Vermek,Ey Varlık Oğlu
Bugünlerde bu konuda yayınlanmış yazı, video ve çeşitli kaynakları inceleme fırsatım oldu. Bu konuda diğer insanlara katkı sağlamak adına pek çok kişinin emeğinin olduğunu ve eğer gerçekten bu konuyu önemseyebilirsek katkılarının olacağına kalpten inanıyorum.
Çoğumuz karşımızdakinin davranışı ile kendimize bir değer biçiyor ve bizim arzu ettiğimiz değer gösterilmeyince kırılmayı seçerek kendimize biraz daha acı çektirmekten adeta zevk alıyoruz.
Tam burada kendimize bir soru sormamızı istiyorum. Peki ben gerçekten kendime değer veriyor muyum? Ya da kendi değerimin ne kadar farkındayım? Kendime değer vermek ne demek?
"Algı; psikoloji ve bilişsel bilimlerde duyusal bilginin alınması, yorumlanması, seçilmesi ve düzenlenmesi anlamına gelir. Algı, duyu organlarının fiziksel uyarılmasıyla oluşan sinir sistemindeki sinyallerden oluşur. Örneğin, görme; gözün retinasına düşen ışıkla, işitme; kulağa gelen ses ile oluşur." (Vikipedi)
TDK ya göre algı oluşturulması ise; toplumda insanları kendi isteği dışında düşünüp, istemediği şekilde etkilemek için yaratılan çaba ve gayretten ibarettir diyor.
Küçük bir çocukken dünyaya geldiğimizde mantıklı beynimiz henüz aktif olmadığı için bizi büyüten ebeveynlerimiz, öğretmenlerimiz, çevre tarafından bize gösterilen değer ile kendi değerimizi algılıyor ve canımız acıyıp da fark edip çabalamızla düzeltene kadar bu değer üzerinden kendimizi algılamaya ve yine bu değer üzerinden dışarıya yansımaya devam ediyoruz.
Nasıl mı?
Her canlı Yaratıcı tarafından sonsuz değerli olarak yaratılıyor ve Yaratıcı dan gelen parçamız yani ruhumuz her daim bunun farkında. Ancak zihin, algı oluşturulması ile çalıştığı için bize küçük yaşta biçilen bu değere inanıyor. Bunu somut bir örnekle açıklamak istiyorum. Diyelim ki her ilmeği özenle dokunmuş, ipliği özenle seçilmiş ve muhteşem sanatçı eliyle şekillendirilmiş harika ve göz alıcı bir hırkayı düşünelim. Değeri paha biçilemeyecek kadar yüksek. Ve hırka da üreticisi de bunun farkında. Şimdi bu cansız hırkaya ruh verelim. Bu ruh; sahibi sayesinde herşeyin farkında. Şimdi bu hırkanın nasıl ve neden üretildiğini bilmeyen bir aracı bu hırkayı kolay elde ettiği için üzerine değerinin çok altında bir etiket yapıştırıp satışa sunduğunda ya da o hırkayı değerinin çok altında olduğuna ikna ettiğinde ve hırkaya gereken bedeli ödemeden sahip olan ona hakettiği değeri veremeyecek, hırka da eğer canlanıp dur demediği sürece mecburen ve kesinlikle geçici olarak bu duruma inanacak ve değerini bilmeyecek kişilerin kendisine yaklaşmasına, dokunmasına, kullanmasına, temasına izin verecek ve kendisini korumayı bilemediği için de ne kendini gösterebilecek ne de hak ettiği değeri alamadığı için kendini iyi hissedebilecektir.
Bu örnekte hırka biz isek fark etmemiz gereken de ne kadar değerli yaratıldığımızdır. İlmek ilmek işlemek ve bunu hissedecek olan ise kendi irademiz. Bizi bu kadar özenle ve Sevgisinden Yaratan O Muazzam Güç ilmekleri atabilmemiz için bizleri rehbersiz bırakmamış; Kutsal Kitapları ve Kutsal Elçileri Gerçeği (hakikati) bizlere göstermek için Kutsal Öğretmenler olarak göndermiş ve görevlendirmiştir. Bizlerin değerimizi fark etmemizi, uyanmamızı, ayağa kalkmamızı, bu dünyaya geliş amacımızı fark etmemizi ve en büyük mutluluk olan kendimizi gerçekleştirirmenin diğerlerine fayda sağlamakla mümkün olacağını ve bu sayede de bütünün parçaları olan BİRLİGİMİZİ hatırlamamızı istemiş ve Sözleri ile de bize bunu bildirmiştir.
Şu an dünyaya hakim olan sistemde "sen buna değersin", "güzelsen sevilirsin" gibi tekrarlanan sözlerle değer algımız maddi şeylerle oluşturulmuş ve kendimizi değerli hissetmemizi sağlayan şeylerin kazandıklarımız, satın aldıklarımız, gezdiklerimiz, yediklerimizle ilgili olduğu algısı yaratılarak buna inandırılmış bulunmaktayız. Herşeye inanan ve henüz çaba göstermediği için büyüyemeyen beynimizin bazı kısımları bu nedenle kendi değerini dışarıdan aramış ve neye evet neye hayır diyeceğine karar verecek mekanizmasını devreye sokamamış ve kendisini maddi alemde güçlü olmaya yönlendirmiş ve kendisini ruhsal gıdadan mahrum bırakarak ruhsal büyümeden yoksun kalmıştır.
"Ey Varlık Oğlu!
Seni kuvvet elleriyle yaptım, kudret parmaklarıyla yarattım, nurunun özünü sende emanet bıraktım. İmdi onunla herşeyden müstağni ol: çünkü yaptığım kamil, hükmün nafiz'dir. Bundan şeketme, bunda şüpheye düşme." Saklı Söz
Ben anlıyorum ki değer dediğimiz şey kendini ve yaratılış amacını bilmekle mümkün. Yaratıcı müthiş bir sistemle zihin denilen organı yaratmış ve ne kadar yanlış yazılırsa yazılsın silinip yeniden yazılabilecek bir mekanizmayla cüzzi iradeyi bizlere vererek o yazılımı yeniden güncelleyebilmeyi bizlerin çabasına bırakmıştır.
Külli İrade eninde sonunda O nu tanımak ve yine O na dönmek ise, Cuzzi İrade de uyanışa geçerek Doğru yu aramak ve doğruyu uygulamak, Cenneti kendi çabanla burada yaratmak ve yaşamak ya da kurban rolünde kalarak acılarla Cehennemi burada yaşayarak bu hayatı tamamlamaktır...
Kendi değerimizi fark edebilmek, uyanabilmek, Gerçek Bilgi ile Birlikte yürüyebilmek ümidi ile..